Kars İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Maniler

MANİLERE ÖRNEKLER :

Yüzük attım çayıra Azizim günde men
Soyha düştü bayıra Kölgede sen günde men
Yığılın gohum gardaş Elde gurban bir olar
İşimiz döndü hayıra Sene gurban günde men

Azizim daş başı O güneyler
Çok çak vurar daş başı O kölge o güneyler
Çirkinnem bal yeme Yar yarını görende
Gözelinen daş daşı Bayramın o gün eyler

Yediğin yemiş olsun
Dediğin demiş olsun
Dayandığın gapının
Yanoyu gümüş olsun

Ertesi gün kalın bir ağaca salıncak asılır ve sallanılır. Buna bilhassa genç kızlar, erkekler ve gelinler binerek birbirlerini sallarlar. Bunun da özel deyişleri vardır.

Küf atan küflen atan
O kimse kessey atan
Kesseyi atmasınlar
Maraza çatmasınlar

Murazın beş kardeşi
Başına yığar daşı
Od getir ocak kala
Süd getir dibini yala
Korhuram anam gele
Saçım, pirçeğim yola

Nevruzdan bir gün önce baca baca’dır. 20 Mart’a rastlayan bu günden soğan kabuğu ile yumurta boyanır ve pişirilir. Gündüz her çocuk babasının yanında kapı kapı dolaşır ve kırmızı yumurta toplar. Akşam tekrar ateşler yakılır, bellere şal bağlanır.
Kurban, Şeker bayramları hicri aylara göre olduğundan sürekli olarak yer değiştirirler. Nevruz Bayramı ise ilkbaharın başlangıcında olduğu için hep aynı günde kalır. Nevruz Miladı takvime göre 21 Mart sabahı kırmızı bir güneş doğar Her yer, herkes neşe içerisindedir. Çocukların ağzında şu mani dolaşır.

Bu noruz gecesidir
Dövletler bacasıdır,
Verenin oğlu olsun
Vermeyenin kızı.

Nevruz sabahı evde yemekler hazırlanır. Bu yemeklerden en önemlisi ve bulunması gerekeni pilavdır. O gün misafirler, ne zaman gelirlerse gelsinler, önlerine mutlaka yemek konur. Nevruz günü herkes kış boyunca beslediği atlarını çıkararak yarış ettirirler. Bunun için şu mani buna uyarlanmıştır.

Ramazanın aşından pilavından
Kurban’ın etinden
Nevruz’un atından
Sakının

Bandan başka; Manda, Horoz ve koç dövüşü da yapılır. Ayrıca gençler ve çocuklar boyalı yumurtaları dövüştürürler. Yumurtası kırılan diğerine verir. Bugün küsülü olanlar (Konuşmayanlar) barışır; nahoş hareketler yapılmaz, küçükler; sıhhatli olanlar hastaları ziyaret ederler akrabalar arasında hediyeler alınıp verilir. Nişanlılar görüşürler. Bu bayramın ziyareti üç ay sürer. Bunun içindir ki Nevruz “Dut yetişene değin sürer” derler. Nevruzun ertesi günü herkes hayvanını sabahın karanlığında suya götürür ve taze su içirir. Suyun başında herkes kendi el-yüzünü yıkar. Artık eskinin bedbinliği , kötülükleri tamamen silinmiş ve yeni yılın saadeti yerini almıştır. Artık yepyeni bir hayat başlamıştır ve her şey yepyenidir.