Aslen Karslı olup doğum tarihi ve ailesi hakkında bilgi yoktur. Döneminde Dâvûd-i Karsî veya Dâvud Efendi olarak tanınmıştır.
Bütün eserlerinin mukaddimesinde kendisini Dâvûd b. Muhammed el-Karsî el-Hanefî şeklinde tanıtan Dâvud, temel medrese eğitimini Kars'ta o yörenin tanınmış zâhid ve âlimi Çolak Abdullah Efendi'den yaptı. Daha sonra İstanbul'a giderek tahsilini ve mülâzemetini tamamladı. İslam âlimidir. İslami ilimlerin hemen her alanında eser vermiş ve İslam’ın doğru anlaşılması için elinden gelen bütün çabaları göstermiştir.
Dâvud'un tahsilini tamamladıktan sonra Mısır'a gittiği, orada kısa bir süre içinde ilmî ehliyetini çevresine kabul ettirip ders vermeye başladığı ve daha ziyade öğrencilerinin ihtiyacı doğrultusunda eserler telif ettiği anlaşılır. 1153 yılının sonlarında (1741'in ilk ayları) İstanbul'a geldiğini söylemek mümkündür.
Dâvûd-i Karsî bir süre sonra kendisine hayran olduğu ünlü Türk bilgini Birgivî'nin memleketi olan Birgi kasabasına giderek orada yerleşmiş ve Birgi Ulucami Medresesi'nde müderrislik yapmıştır.Dâvûd-i Karsî Birgi Ulucami Medresesi'nde Arap dili ve edebiyatı, tefsir, hadis, kelâm, mantık, âdâbü'l-münâzara ve ilm-i mîkāt gibi çok çeşitli alanlarda dersler verdi. Bir yandan öğrencilerini sağlam bir öğretim metoduyla yetiştirmeye çalışırken öte yandan adı geçen ilim dallarında Türkçe ve Arapça olarak pek çok eser telif etti.
Bazı eserlerinin muhtevasından, onun bâtınî fikirler karıştırılmış tasavvufî anlayışlarla mücadele ettiği, bunlara karşı Asr-ı saâdet'in ihsan* anlayışını savunduğu anlaşılmaktadır.İmam Karsî, farklı ilim dallarında birçok kitaplar ve şerhler telif etmiştir.. Bunlardan bir tanesi de 16. yüzyıl meşhur Osmanlı âlimlerinden İmâm Birgivî’nin (981/1573) Usûlü'l-Hadîs isimli eseri üzerine yapmış olduğu Şerh alâ Usûli'l-Hadîs isimli eseridir. Bu eserinde, metinde kapalı olan yerleri şerh etmiş, kaynaklarını göstermiş ve metinde bahsedilmeyen bazı kâdieleri de usûl-i hadis kitaplarından iktibasla derç etmiştir.mam Karsî, şerhinde, usûl-i hadîsin ana kaynakları başta olmak üzere tefsir, fıkıh, tasavvuf, kelam, mantık ve Arapça dilbilgisine dair toplam otuz sekiz kaynak kullanmıştır.
Hayatının son on beş yılını Birgi'de geçiren Dâvûd-i Karsî 1169 yılının son günlerinde (Ağustos 1756) bu kasabada vefat etti. Vasiyeti gereği Birgi'nin dışındaki bir tepe üzerinde medfun bulunan Birgivî'nin yanına gömüldü. Dâvûd-i Karsî'nin Ömer ve Osman adlı iki oğlunun bulunduğu, bunların eserlerinden bahseden bazı kaynaklardan öğrenilmektedir.